House of Spring ekibinin kurucularından Güns Ferel, Boğaziçi direnişini sanatla desteklemek için yöntem geliştiren BOUNSERGİ’yi anlatıyor.
Herkese merhaba!
Ben Güns. İstanbul'da yaşayan bir DJ ve radyo sanatçısıyım. Aynı zamanda İstanbul'un müzik sahnelerinde kuir sanatçılara güvenli istihdam ve ifade alanı açmaya çalışan House of Spring ekibinin de kurucularındanım.
Sizlere Açık Dergi’de sunduğumuz bu mülakat, BOUNSERGİ sanat kolektifi ile Karga Kadıköy'de birlikte düzenlediğimiz bir sergi ve forumun devamında kaydedildi.
BOUNSERGİ sanat kolektifi, Boğaziçi öğrencilerinin demokratik olarak seçtikleri rektör yerine üniversiteye hükümet tarafından atanan Melih Bulu'ya karşı sanat yoluyla direnmek için oluştu. Hem Boğaziçi'nde hem birçok farklı üniversitede benzer şekilde yaşanan rektör atamalarına karşı çeşitli üniversite öğrencileri, akademisyenler, emekçiler ve basın mensupları üniversitenin Güney Kampüsü önünde basın açıklaması yapmak üzere buluştu. Barışçıl kalabalık kolluk kuvvetlerince bastırıldı ve dağıtıldı. Böylece demokratik haklarından vazgeçmeyen çeşitli öğrenci inisiyatifleri farklı direniş yöntemleri geliştirerek sürdürdükleri Boğaziçi direnişini başlattılar.
Fotoğraf: BOUNSERGİ, Twitter
Kolektif, Boğaziçi direnişi sürecini besleyen birçok öğrenci oluşumundan bir tanesi. Direniş yöntemi olarak sanat sergileri düzenlemeyi seçtiler ve bu gayeyi gerçekleştirmek adına direnişe katılmak isteyip de fiziksel varlık gösteremeyen bireylerin sanatlarıyla katkı sağlayabilmelerini mümkün kılan bir açık çağrı başlattılar. İlk sergileri 2021 Ocak ayının sonunda gerçekleşti ve üç gün sürdü. Yüz elliden fazla sanatçının çeşitli medyumlardan eserleri kampüsün her köşesini politik sanatla kapladı. Onlarca eserden birinin, sosyal medyaya sızdırılmasının ardından sergiye karşı bir karalama kampanyası başladı. Eserin içeriği sebep gösterilerek kolektifin dört üyesi gözaltına alındı. Sergiyi düzenleyen öğrencilerin gözaltına alınmasının ardından protestolara katılım epey artış gösterdi. Dört öğrencinin kırk yedi gün süren tutukluluk süreci ilk duruşmada sona erdi. Böylece BOUNSERGİ kolektifi, yeni sergilerle çok daha kapsayıcı bir şekilde, bambaşka alanlarda var olmaya başladı.
İki yılı aşan bu yoğun ve yıpratıcı süreçte kolektifin bir kısmı İstanbul'da aktivizmini sürdürürken diğer kısmı Berlin'e göç etti. Avrupa'nın çeşitli şehirlerinde BOUNSERGİ arşivini sergilemeye, direnişin hikâyesini anlatmaya devam ediyor.
Günümüzde öğrencilere gelen yasaklara, kulüplerin kapatılmasına, disiplin soruşturmalarına, akademisyenlere karşı açılan soruşturmalara ve kimi akademisyenlerin de atılmalarına rağmen Boğaziçi Akademisyenleri her gün protesto nöbetini devam ettirmekte. BOUNSERGİ ise aktivizmini sürdürmenin alternatif yöntemlerini arıyor ve dünyanın her köşesine yuva demenin sanatsal yordamını araştırıyor.